Üç yıl boyunca kaçırılan oğlunun peşinden koşan bir babanın hikayesini anlatan bu film, seyircisini acı verici bir arayışın kalbine götürüyor. Bu çaresiz baba, oğlunu bulabilmek için akıl sağlığının sınırlarını zorlayan bir yöntem deniyor: lüsid rüyalar. Bambaşka bir yaklaşım sergileyen bu filmde, gerçeklik ve hayal dünyası arasında gidip gelirken, izleyiciler de bu umutsuz baba ile birlikte karanlık bir yolculuğa çıkıyorlar.
Oğlunun peşindeki bu yıkılmış babanın hikayesi, izleyicinin yüreğine dokunan bir şekilde aktarılıyor. Rüyalar ve gerçeklik arasındaki bu ince çizgide ilerlerken, hikayenin derinliklerine doğru sürüklenirken, izleyicinin duygusal bir çıkmazın içine sürüklendiğini görmek kaçınılmaz hale geliyor. Bu film, bir yandan da aile bağlarının, sevginin ve vazgeçmeme iradesinin ne denli güçlü olabileceğini gözler önüne seriyor.
Umutsuzca bir çıkış yolu arayan bu yıkılmış baba, oğlunu bulmak için var olan tüm yöntemleri sınırlarını zorlayarak deniyor. Bu süreçte, baba figürünün ne kadar ileri gidebileceği ve bir çocuk için neler yapılabileceği konusunda izleyiciye çarpıcı bir perspektif sunuyor. Dolayısıyla bu film, izleyicinin duygusal dünyasında derin izler bırakıyor ve bir baba oğul ilişkisindeki çaresizliği ve sevgiyi bir kez daha hatırlatıyor. Kendini tamamen oğlunun bulunması amacına adamış bu babanın hayal dünyasına yolculuk, izleyiciye dramatik bir deneyim sunuyor.
Güzel film efekti de iyi sonunda çocuğunu bulunmasına sevindim
0
2