Paul Potts'ın gerçek hikayesini anlatan bu filmde, gündüzleri utangaç, ezik bir mağaza yardımcısı olarak görev yaparken geceleri ise amatör bir opera şarkıcısı olan karakterimizin, Birleşik Krallık'ın en popüler yetenek yarışması olan Britain's Got Talent'ta (2007) seçilmesi ve nihayetinde bu yarışmayı kazanmasının ardından neler yaşadığını izliyoruz.
Paul Potts, gizli bir yeteneğe sahip bir bireyin, toplumun baskı ve önyargılarına rağmen kendi tutkusunu ve yeteneğini keşfederek başarısızlıkların ve zorlukların üstesinden gelme çabasını etkileyici bir şekilde sunuyor. Film, Potts'ın hayatındaki dönüm noktasını, onun uzun ve zorlu yolculuğunu anlatıyor.
Kendini ifade etmekte zorluk çeken ve sürekli olarak tepki alan bir adamın, başkalarının kendisine inanmadığı bir dünyada nasıl kendi benliğini bulduğunu ve sonunda tüm dünyanın takdirini kazandığını gösteren bu film; cesaret, azim ve yetenek üzerine çok güzel bir ders veriyor.
Potts'ın başarısı, onun hikayesinin ilham verici yanını oluşturuyor. İzleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkaran bu film, aynı zamanda yeteneklerin ne kadar gizli kalabileceğini ve sonunda bu yeteneklerin nasıl bir ışığa dönüşebileceğini de gösteriyor. Her ne kadar bu başarı hikayesi, klasik bir 'külkedisi' hikayesi gibi görünse de, Potts'ın dağılmış hayallerini ve cesaretle yeniden inşa edilmiş hayatını izlemek gerçekten etkileyici.