Bu hikaye, bir genç çocuğun Billy the Kid ile Şerif Pat Garrett'ın karşılaşmasına olan tanıklığını konu alıyor. İlk bakışta basit bir vahşi batı hikayesi gibi görünen bu film, derinlemesine incelediğimizde çocukluğun masumiyeti ve yetişkinliğin acımasızlığı arasındaki çelişkiyi ortaya koyuyor. Genç çocuk, idolü olduğunu düşündüğü Billy the Kid'in çatışmalı yaşamını ve Pat Garrett'ın kanunu uygulama hırsını gözlemleyerek hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşir.
Billy the Kid'in hayatının ve maceralarının bir nevi arka plana atıldığı bu film, asıl olarak çocuğun gözünden dünyayı, adaleti ve kahramanlık algısını anlatıyor. Hikaye boyunca çocuğun hayal dünyasının sert gerçeklerle çatışmasına ve bunun sonucunda içinde bulunduğu çelişkiye tanık oluyoruz. Bu durum, seyirciye hem genç çocuğun masum bakış açısını hem de çevresinde olup bitenlere karşı geliştirdiği farkındalığı hissettiriyor.
Sonuç olarak, bu film, genç bir çocuğun gözlerinden dünyayı anlamaya çalışırken karşılaştığı zorlukları ve bu süreçte yaşadığı değişimi anlatan etkileyici bir hikaye sunuyor. Hem vahşi batının acımasızlığını hem de çocukluğun masumiyetinin etkileyici bir karşılaştırması sayesinde izleyicinin duygusal bir yolculuğa çıktığı bu film, kesinlikle izlenmeye değer.