Bir yok oluş ve ardından gelecek olan yeni ve ilginç bir hayatın hikayesi: Don't go. Filmde acılı olaylar yaşayan bir ebeveynin daha sonrasında aklına karşı verdiği mücadele konu ediniliyor. Baş kahramanımız Ben'dir. Ben'in başına altından kolay kolay kalkamayacağı birşey gelir. Çok sevdiği kızı, bir kazada feci şekilde can verir. Bu can veriş, onun da ruhunu yaralayan en büyük darbe olacaktır. Bu dakikadan sonra Ben, kızına yalnızca rüyalarda kavuşmaya başlar. Ancak bunu gerçekle o kadar bağdaştırmıştır ki neyin gerçek neyin rüya olduğunu ayırt edemez hale gelir. Yoksa Ben, farkında olmadan delirmeye mi başlamıştır?