Yıllar süren bir saklanma döneminin ardından, sıradışı yetenekleri keşfedildiğinde zorunlu olarak kaçmaya başlayan bir kadının hikayesi üzerinden yoğun duygusal ve dramatik unsurlar barındıran bir film deneyimini ele alacağız. Bu kadın, tüm varlığını ve kimliğini sıradan bir yaşam sürmek için geride bırakmış, ailesini ve sevdiklerini terk etmiş, ancak yeteneklerinin keşfedilmesiyle dünyası başına yıkılmıştır.
Kendisini ve yeteneklerini keşfedenlerin amansız takibi altında, kaçacak başka bir yer kalmadığında son çare olarak evine, yani köklerine dönmek zorunda kalır. Hayatı boyunca kaçmak zorunda kaldığı ve reddettiği geçmişiyle yüzleşmek durumunda kalır.
Film, yalnızca fantastik bir öykü anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda ev ve aile kavramlarına, anılarla yüzleşmeye ve unutmaya çalıştığımız acılarla nasıl başa çıkacağımıza dair yoğun bir çözümlemeyi de seyirciye sunuyor. Kaçışın sadece fiziksel bir süreç olmadığını, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir boyutu da olduğunu aktarıyor.
Kısacası, bu film, sıradışı güçlere sahip bir kadının hikayesini kullanarak, izleyicinin aynı zamanda kendi iç dünyasıyla ve yüzleşmekten kaçtığı korkularıyla temas kurmasını sağlıyor. Filmdeki süper güçler, metaforik bir dilde, insanın kendisi ile ve geçmişiyle yaşadığı çatışmayı ifade ediyor. Bir kaçış ve saklanma hikayesi üzerinden, izleyicinin kendi iç dünyasında yaptığı yolculuğu tetikleyen bir film.