Film, bir annenin yasla başa çıkmaya çalışmasına odaklanırken, aynı zamanda karanlık ve korkutucu bir hikayeyi de ele alıyor. Madeline Matheson, beklenmeyen bir şekilde hamileliği sırasında çocuğunu kaybeder. Ancak bunun sonucunda, hayatın doğal döngüsünü reddeder ve çocuğunu doğal süresinde doğurma ısrarında bulunur.
Bu trajik durumun ardından Madeline, doğumu takiben, korkunç bir şekilde hayata dönen çocuğuyla karşı karşıya kalır. Madeline'in bebeği, insan kanına olan bir iştahla hayata döner. Bu durum Madeline'i, her annenin karşılaşmaktan korktuğu en ürpertici kararla yüz yüze getirir.
Madeline, annelik içgüdülerinin kuvvetli bir dayanışma anı yaşar. Bebeğinin bu korkunç durumuyla nasıl başa çıkacağı konusunda bir yol bulmayı dener. İzleyiciler bu durum karşısında Madeline'in, durumun üstesinden gelmek için neler yapabileceğini merak ederken, film suçluluk, yas ve kabullenme temalarını da işler.
Bu film, bir insanın kayıp sonrasında neler yapabileceğinin sınırlarını zorlar ve anneliğin karanlık, tanımlanamayan yüzünü gözler önüne serer. Her şeye rağmen Madeline, çocuğunu sevip korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya razıdır. Ve sonunda, izleyicilere akıllarında kalacak, düşündürücü ve bir o kadar da rahatsız edici bir final sunar.