Gene Handsome, Los Angeles'ın tanınmış bir cinayet dedektifi, hem hayatının karmaşasını çözmeye çalışırken hem de gizemli cinayetleri çözmek için zekasını kullanır. Handsome'ın bu tür olayları çözme yeteneği, kendi kişisel problemlerini çözme kapasitesinin yetersizliği ile dengeye getirilmiştir.
Hayatı bir labirent gibi karmaşık ve anlaşılmaz olan Handsome, buna rağmen suçlar karşısında sergilediği çözümleme yeteneği ile dikkat çekmektedir. Ancak ne yazık ki, genellikle kendi iç dünyasındaki problemleri çözme konusunda bu başarısını gösterememektedir. Handsome, suçluların zihnini çözerken, kendi zihnini çözmekte başarısız olur ve bu durum genellikle trajikomik durumların yaşanmasına neden olur.
Her yeni davası, Handsome'ın içerisindeki gizemli dünyayı biraz daha ortaya çıkartmaktadır. Yeteneğini ve zekasını kullanarak cinayetleri çözen Handsome, kendi kişisel hayatındaki karmaşayı çözmek için aynı yetenek ve zekayı kullanamamaktadır. Dolayısıyla Handsome'ın kişiliğinin bu ikilemi, izleyicileri hem meraklandırmakta hem de hikayeye daha fazla bağlamaktadır. Sonuç olarak, bu ikilemlerle dolu karakter, izleyiciye derin bir hikaye ve karmaşık bir kişilik sunmaktadır.
Gene Handsome, suçları çözme yeteneği ile izleyicinin takdirini kazanırken, kişisel problemlerini çözmedeki aczi ve bu aczi içerisindeki samimi çabası izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarır. Bu yönleriyle karakterimiz Handsome, sadece suçları çözen bir dedektif olmanın ötesinde, insani zaafları ve kendi iç dünyasındaki karmaşasıyla da izleyiciye dokunmayı başaran bir karakter olmuştur.