"Aşağıdaki hikayemiz, İsviçre Alpleri'nde yaşayan genç bir kızın öyküsü. Bu genç kız, hayvanlarına bayıldığı, özellikle de keçilerine düşkün olduğu bir hayat sürer. Her gün, büyükbabasıyla birlikte dağlarda keçi güder. Yüksek dağların arasında, muhteşem Alp manzarası eşliğinde hayat sürmek birçoklarına hayal gibi gelse de, bu küçük kız için hayatın ta kendisidir.
Büyükbabası, hayatını keçi çobanlığına adamış, yaşlanmış, ancak yine de hayata tutunmayı başaran bir kişidir. Onunla birlikte geçirdiği her an, genç kıza hayat dersleri vermekte ve onu bir kırlangıç kadar özgür, bir keçi kadar sağlam kılmaktadır. Bir yandan keçilerini korurken, diğer yandan da hayata karşı çetin bir savaş vermektedirler.
Bu hikaye, bir yanda doğa ile iç içe yaşamanın verdiği huzur ve güzelliği, diğer yanda ise hayatta kalma mücadelesini anlatmaktadır. Genç bir kızın başından geçenleri anlatan bu hikaye, hayatın zorluklarına rağmen, insanoğlunun asla pes etmemesi gerektiğini anlatan güçlü bir mesaj vermektedir. Bu, sadece bir hikaye değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir özgürlük ve direniş öyküsüdür."
