Bir gazeteci, İran'ın kutsal şehri Meşhed'in karanlık yer altı dünyasına dalar. Araştırdığı olay, "Örümcek Katili" olarak adlandırılan bir seri katilin seks işçilerini öldürmesi ve bu eylemi ile günahkarları sokaklardan temizlediğine inanmasıdır. Sürekli bir tehdit altında olmasına rağmen, gazetecimiz bu mücadeleyi sürdürür ve kimi zaman canı pahasına gizemli hikayenin derinliklerine sürüklenir.
Bu öykü, İran'ın karmaşık ve çoğu zaman anlaşılmaz sosyo-kültürel yaşamının bir kesitini sunuyor. Sex işçilerinin maruz kaldığı ahlaki yargılar, onları dışlayan ve aşağılayan toplumun ve özellikle de "Örümcek Katili"nin eleştirel bir değerlendirmesini yapar. Film, özellikle İran'daki ahlaki çelişkileri ve toplumsal baskıları gözler önüne sererken, kişisel inanç ve kutsal görev anlayışının yıkıcı etkilerini de vurgular.
Bu anlamda, film sadece bir suç draması değil, aynı zamanda toplumun ataerkil yapısını, dini dogmaları ve tabuları sorgulayan bir sosyal eleştiri niteliğindedir. Sakin, karanlık ama bir o kadar da sert bir dille anlatılan bu hikaye, izleyicisini Meşhed'in sokaklarına ve bu sokaklarda yaşanan insanlık dramına götürür. Hem gerilim dolu bir cinayet öyküsü, hem de acı bir toplumsal portre sunan bu film, İran toplumunun ve belki de Orta Doğu'nun karanlık yüzünü gözler önüne seriyor.