Le Marquis

Thomas Gardesse, yola çıkmış bir alarm sistemleri satıcısıdır ve ufak tefek bir suç yüzünden altı ay hapis cezasına çarptırılır. Ancak, hesaba katmadığı bir durumla karşılaşır; Gardesse, bir suç dehasıyla karıştırılır. Kendisini beklenmedik bir şekilde bir çetenin içinde bulan Thomas, bu çetenin beklentisi olan zırhlı bir aracı soymak zorundadır. Her ne kadar kendi halinde, sıradan bir satıcı olan Gardesse, bu yeni ve tehlikeli durumla nasıl başa çıkacağını bilemez. Kendisinden beklenen bu büyük suçu işleme konusunda hiçbir tecrübesi olmayan Gardesse, ne yapacağını bilemez. Diğer yandan, çete de Gardesse'den büyük beklentiler içindedir. Onun suç dünyasında tanınan bir deha olduğunu zanneden çetenin beklentileri, Gardesse'in işin içinden sıyrılmasını zorlaştırır. Film boyunca Gardesse'in bu zorlu durumdan kurtulma çabalarını izleriz. Durumun içinden çıkabilmek için hem çeteyle yüzleşmek hem de polislerden kaçmak zorunda olan Gardesse, kendisini daha önce hiç tecrübe etmediği bir hayatın içinde bulur. Rutin hayatından çok uzakta, tehlikelerle dolu bu yeni yaşamıyla başa çıkmak zorunda olan Gardesse'in hikayesi, izleyicileri kendine bağlamayı başarıyor. Kendine ait olmayan bir hayatın içine düşen ve bu karmaşadan kurtulmaya çalışan Gardesse'in hikayesi, bir yandan da suç dünyası ve hapishane hayatına dair gerçekçi bir bakış sunuyor.