1992 yılında, Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgesi Abhazya'da savaş hüküm sürüyor. Tüm bu karmaşa ve belirsizlik içinde, bir Estonyalı adam olan Ivo, mandalina mahsulünü toplamaya karar veriyor ve savaşın ortasında kalmayı göze alıyor. Ivo'nun yaşadığı bu yalıtılmış olmasına rağmen savaşın soğuk gerçekliği, kapısına kadar geliyor. Çatışmalarda yaralanan bir adam, evinin önünde terk edilmiş halde bulunuyor. İnsanlık adına Ivo, bu yaralı ve acı çeken adama yardım etmeye karar veriyor ve onu evine alıyor.
Bu süreçte Ivo'nun, savaşın en çirkin ve acımasız yüzüne rağmen, insanlık değerlerine, emeğine ve yaşamına ne kadar bağlı olduğunu görüyoruz. Onun, yaşamı ve insanları koruma konusundaki ısrarını ve inatçı duruşunu izlerken, savaşın ne kadar yıkıcı ve korkunç olduğuna dair derin bir farkındalık kazanıyoruz.
Ayrıca film, izleyicide karanlık bir dönemde bile umut kıvılcımını canlı tutmanın ve insani değerlere sıkı sıkıya bağlı kılmanın önemini vurguluyor. Ivo'nun çaresizliğe, şiddete ve ölüme rağmen sımsıkı tutunduğu hayata ve insanlık değerlerine olan inancını gözler önüne sererken, aynı zamanda savaşın insan yaşamı üzerindeki yıkıcı etkisini de gözler önüne seriyor. Yani "Mandalina Bahçesi" savaşın yıkıcı etkisini ve hayatın kırılganlığını bir arada anlatarak, izleyiciye derin duygusal bir deneyim sunuyor.
Güzel izlenir.
3
0
Muhteşem
1
0
çok iyi
0
0
Güzel film, özellikle savaşın anlamsızlığını vurgulayan mesajları çok iyi
0
0
Çok güzel mutlaka izlenmeli
0
0