Highlands'ın kalbindeki bir yolculuğun ortasında, Edmond Murray eski eşi tarafından gözyaşları içinde aranır. 7 yaşındaki oğulları bir kamp alanında kaybolmuştur. Bir süre sonra çocuğun kaçırıldığı gerçeği su yüzüne çıkar ve ebeveynler çaresizliğe teslim olur... Bu kısa özeti genişleterek devam ettirelim.
İskoçya'nın eşsiz güzelliğindeki Highlands bölgesinde sürüş yaparken, eski eşiyle ilişkileri çalkantılı olan Edmond Murray, beklenmedik bir telefon alır. Telefonun diğer ucunda, göz yaşlarına boğulmuş eski eşi vardır ve her ebeveynin en büyük korkusuyla yüzleşmek durumunda kalırlar; sevgili çocukları, doğa ile iç içe bulundukları bir kamp alanında ortadan kaybolmuştur.
İlk etapta bir kaza veya çocuğun yaramazlık yaparak saklanmış olabileceği düşünülse de, zaman geçtikçe durumun ciddiyeti artar. Talihsiz ebeveynler, çaresizlik içerisinde polise başvururlar ve ortaya çıkan detaylar, durumun beklenenden çok daha korkunç bir hal aldığını gösterir: küçük çocuk kaçırılmıştır.
Kaçırılma haberi ebeveynlerin dünyasını başlarına yıkar. Tüm umutlarını, sevinçlerini ve hayatlarındaki rengi yitirirler. Bu sırada Edmond, oğlunu bulma umuduyla, kendi geçmişiyle ve eski hatalarıyla yüzleşmek durumunda kalır. Çünkü bu trajedi, sadece bir kaçırılma vakası değildir, aynı zamanda bir ailenin, bir bireyin ve bir babanın sorgulanmasının da hikayesidir. Bu dram dolu olaylar zinciri, izleyiciyi derinden etkileyen bir hikayeye dönüşür.