Korkunç bir kaza, bir adamı tuhaf yeni bir dünyada bırakır, rüya ile gerçek arasında ince bir çizgide yürüyen. Bu yeni dünya, bilinmeyen ve gizemli bir yerdir, adım attığı her yerde farklı bir atmosfer ve aura vardır. Adam, kendini bir rüyanın içindeymiş gibi hissederken, aynı zamanda gerçekliğin sert gerçekleriyle yüzleşmek zorundadır. Gözleri açıkken dahi, gerçekliğin sınırlarını sorgulamaya başlar, çünkü bu yeni dünya, onun bilgi ve algılarının ötesinde bir yer gibidir. Belki de kaza sonrası beyin travması yaşıyor olabilir ve bu nedenle gerçeklikle rüyalar arasında bir ayrım yapmak zorlaşmıştır.