Vietnam Savaşı esnasında geçen film, bir askerin kendi birliği tarafından gerekçesiz bir şekilde kaçırılan bir kadın köylüyü koruma çabalarını konu alıyor. Anlatılmak istenen hikaye, karmaşık bir savaş ortamında bireyin etik ve ahlaki tutumunu sorguluyor. Film, savaşın kanlı ve kirli gerçeklerini gözler önüne sererken, merkezine aldığı karakterin içine düştüğü yabancılaşma durumunu da çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Birliğinin acımasızca ve gereksiz bir şekilde bir kadın köylüyü kaçırmasına tanıklık eden asker, bu durum karşısında kalan tek insani ses olarak dikkat çekiyor. Kendi birliği tarafından dışlanan ve bu süreçte giderek daha fazla yabancılaşan askerin dramı, izleyiciyi de derinden etkileyen bir hikaye örgüsü haline geliyor.
Söz konusu kadın köylüyü koruma çabası içinde olan askerin, savaşın vahşetine karşı duruşunu, ahlaki ve etik değerlerini hiçe sayan birliğine karşı gelme cesaretini ve bu süreçte hissettiği derin yabancılaşmayı etkileyici bir şekilde perdeye yansıtan film, izleyiciye derin bir insani drama sunuyor. Hem savaşın insanlık dışı yüzünü hem de bireyin ahlaki değerlerle sınanmasını etkileyici bir biçimde anlatan film, sinema yorumcusu olarak bana göre başarılı bir yapım.