Yönetmenin kusursuz bir şekilde yarattığı, modern günlerimizle paralel bir Taş Devri evrenine konuk oluyoruz. Normalde işçi sınıfından olan Flintstones ailesi, bir anda kendilerini bir yönetici pozisyonuna getirilmiş olarak buluyorlar.
Flintstones, bu yeni yaşamlarında para ile her şeyin satın alınamayacağını da öğreniyorlar. Zenginliğin getirdiği tüm maddi imkanlara rağmen, para ile mutluluğun satın alınamayacağı mesajını güçlü bir şekilde veriyor film. Bu durum, izleyenlerine yaşamın en önemli derslerinden birini hatırlatıyor: mutluluk, parayla ölçülemeyecek bir değere sahip.
Özellikle karakterlerin taş devri çağında, fakat aynı zamanda modern toplumun aksaklıkları ve çelişkileriyle yüz yüze gelmesi, filmin ilginç ve düşündürücü bir boyut kazanmasını sağlıyor. Flintstones ailesinin yaşadığı bu trajikomik hikaye, esasında modern toplumun hayat koşulları ve değerleri hakkında önemli bir eleştiri sunuyor.
Sonuç olarak, bu film sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de önemli mesajlar barındırıyor. Herkesin, özellikle de modern hayatın hızına kapılıp yaşamın gerçek değerlerini unutanların izlemesi gereken bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.