Bir taksi şoförü ve acemi bir polisin New York'taki dört Brezilyalı kadın banka soyguncusunun izini sürdüğü hikaye, gerçeklik ve mizah arasında dikkat çekici bir denge kuruyor. Konuşkan ve cesur taksici, çaylak ve beceriksiz polise, banka soygunlarını çözmesi için sıcak ipuçları sunuyor. Taksicinin çatışmaları sadece suçlularla değil, aynı zamanda otorite figürleriyle de yaşanıyor. Her iki ana karakterin de karşılaştığı zorluklar, New York sokaklarının gerçekliğini vurgulayan renkli bir panorama oluşturuyor.
Soyguna karışan Brezilyalı kadınlar arasındaki çeşitli dinamikler de filmi zenginleştiriyor. Banka soyguncularının geniş çeşitliliği, çeşitli etnik kökenler ve sosyal konumlar üzerinden Amerikan toplumundaki eşitsizliklere dikkat çekiyor. Bir yandan cinayetler, düşüncesizce işledikleri suçların sonuçlarıyla yüzleşiyorlar, diğer yandan da polis tarafından yakalanıp adalete teslim edilmeleri riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Sonuç olarak, bu film, suç ve adalet kavramlarını sorgulayan, karakterler arasındaki etkileşimler ve konumları üzerinden sosyal dinamikleri yansıtan ve eğlenceli, hareketli bir suç draması ile bize sunan bir eserdir. Kesinlikle izlenmeye değer.