Gece saatlerinde, bir tren terminalinde geçen bir film noir... Atmosferiyle göz dolduran, estetik karamsarlık boyutuna ulaşan bu filmde, iki erkek suikastçı, bir kadın suikastçı, bir garson, bir öğretmen, bir hademe ve bir suç patronu bulunuyor. Hepsinin kendi hikayesini taşıdığı bu karmaşık ve gerilim yüklü hikayeye bir de intikam duygusu ekleyelim.
Filmin karanlık atmosferi izleyicisini adeta içine çeken bir labirent hissi uyandırıyor. Her bir karakterin özgün hikayesi, gizemi ve bilinmezliği koruyarak, seyirciye beklenmedik sürprizler sunuyor. Film, bir an olsun izleyicisinin dikkatini düşürmeden, hızını hiç kesmeden aksiyonu ve gerilimi yüksek tutmayı başarıyor.
Bu filmle kim diyebilir ki gizem, kaybolmuş bir sanattır? Suikastçilerin acımasız dünyası, garsonun gizli hayatı, öğretmen ve hademenin sakladığı sırlar, ve tabii ki de suç patronunun karanlık emelleri... Film, izleyiciye bir tren terminalinde geçen bir gece boyunca neler olabileceğini gösteriyor. Dahası, her şey sadece bir gecede olurken, dikkatli olmalısınız çünkü intikam beklenmedik bir anda gelebilir.
Bu tabloyu çizen yönetmenin kusursuz ellerine hayran kalmamak elde değil. Her bir sahne, her bir diyalog, her bir karakter, film noir'in unutulmaz bir örneği olan bu eseri oluşturmuş. İzlerken zevk alacağınız, sonunda ise aklınızda birçok soru işareti bırakacak bir film. Yani, evet, gizem hiçbir zaman kaybolmayacak bir sanattır.