Bir evli çiftin, seçtikleri terkedilmiş bir kulübede tüm haftasonunu geçirme kararı, izleyiciye başta romantik bir yol filmi izlenimi veriyor. Ancak beklenmedik bir şekilde, filmin tonu kısa sürede değişiyor ve romantik yolculuk, ayakları yerden kesilen bir korku hikayesine dönüşüyor. Çiftin başlarda tebessüm etmemizi sağlayan küçük şüpheleri, zamanla kontrolden çıkıyor ve tam anlamıyla bir deliliğe dönüşüyor.
Dikkat çekici ve rahatsız edici bir şekilde çekilmiş olan bu film, aşk, güven ve paranoya arasındaki ince çizgiyi gözler önüne seriyor. Yönetmen, izleyiciyi çiftin giderek büyüyen şüphelerinin labirentinde dolaştırıyor. Bu süreçte, izleyicinin rahatlık hissi yerini, gittikçe artan bir tedirginliğe bırakıyor. İzlemesi rahatsız edici olabilir, fakat bu film, izleyicisine çarpıcı bir gerilim deneyimi sunuyor.
Romantizm ve delilik arasındaki bu hızlı geçiş, filmin gidişatını tahmin etmeyi imkansız hale getirirken, aynı zamanda psikolojik bir gerilim atmosferi yaratıyor. Evin yalnızlığı ve film boyunca artan gerginlik, izleyicinin tansiyonunu adım adım yükseltirken, aniden ortaya çıkan delilik unsuru ise bu hikayeyi beklenmedik bir şekilde sona erdiriyor.