Davey'nin babasının bir soygun sırasında öldürülmesinin ardından, kendisi, annesi ve küçük kardeşi New Mexico'daki akrabalarını ziyaret ederler. Bu trajik olayın yaraları hâlâ taze iken Davey, burada kendisine uzanan bir el bulur. Bu el, onun korkularını yenmesi ve hayata devam etmesi konusunda ona yardımcı olan genç bir adamın elidir.
Orijinal hikaye, Davey'nin babasının aniden öldürülmesi ve bunun ardından ailesi ile birlikte New Mexico'ya, akrabalarının yanına taşınması ile başlayarak, Davey'nin bu olayın acısını ve şokunu nasıl atlatmaya çalıştığını anlatıyor. Küçük kardeşi ve annesi ile birlikte yalnız hissettiği bu süreçte, Davey'nin hayatına bir genç adam girer. Bu genç adam, ona hayatın devam ettiğini, her ne kadar acılı ve zor olsa da, korkularını yenebileceğini ve içinde bulunduğu travmayı atlatma gücünü bulabileceğini gösterir.
Bu hikaye, izleyicisini daha ilk sahnelerde derinden etkileyen ve düşündüren bir drama. Her sahnesi, Davey'nin duygusal yolculuğunu ve karakter gelişimini izlemekten öte, izleyicinin kendi hayatına, kendi korkularına ve kayıplarına dair bir ayna tutuyor. Yani bu, sadece bir genç kızın korkuları ile yüzleşmesinin hikayesi değil, aynı zamanda izleyicinin de kendi iç dünyasına bir seyahat.
Sonuç olarak, bu film, her yaştan izleyicinin kendinden bir şeyler bulabileceği, düşündürücü ve etkileyici bir drama. Kendi korkularınızla yüzleşmek, kayıp ve acıyla başa çıkmak ve hayata karşı ayakta durmayı öğrenmek üzerine güçlü bir ders veriyor. Bu yüzden, bu filmi izlerken sadece Davey'nin hikayesini değil, belki de kendi hikayenizi de keşfedeceksiniz.